Orta Asya'nın Genel Tarihi
Tarihi kaynaklarda Orta Asya'dan genellikle Türkistan olarak söz edilir. Burası da Batı Türkistan ve Doğu Türkistan diye ikiye ayrılır. Doğu Türkistan bugün hâlâ Çin işgali altındadır ve Sinkiang olarak adlandırılmaktadır. Batı Türkistan ise Sovyetler'in dağılmasından sonra bağımsızlığını elde eden dört Türk cumhuriyeti (Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan) ile Tacikistan'ın bulunduğu bölgedir. Türkistan'a İslâm oldukça erken dönemlerde, bu bölgenin Gök Türklerin hâkimiyetinde olduğu 8. yüzyılın başlarında ulaşmıştır. Tarihi kayıtlara göre Güney Türkistan'da Herat ile Merv arasında kalan Toharistan'ın bir bölümünde Gök Türklere bağlı olarak 645 - 709 yılları arasında hüküm süren Nizak Tarhan ömrünün sonuna doğru 704 yılında Müslüman olarak Abdullah adını aldı. Onun oğlu kardeşi ve kardeşinin oğlu da Müslüman oldu. Bunlar Müslüman olduktan sonra Emevi devletine bağlandı ve Emevilerin Horasan valisinin emrine girdiler. Yine Karluk beylerinden biri 8. yüzyılın başlarında Müslüman olarak Emevilere tabi olmuştur. Aynı dönemlerde daha başka Türk beylerinden de Müslüman olarak İslâm hilafetine bağlananlar oldu. 640 - 782 yılları arasında merkezi Buhara olmak üzere Maveraennehr'in bir kısmı ve Merv'de hüküm süren Buhara Hudatları'nın 739'dan sonraki yöneticileri Müslümanlardandı. Bölgede geniş bir alan üzerinde hüküm süren ve Müslüman Türkler tarafından yönetilen ilk devlet Karahanlılar Devleti'dir. Karahanlılar Hanedanlığı 848'den itibaren bölgede hüküm sürmeye başladı ve bu hanedanlığın üçüncü hükümdarı olan ve 924 - 955 yılları arasında hüküm süren Satuk Buğra Han Müslüman olarak Abdülkerim Satuk Buğra adını aldı. Böylece Karahanlılar devleti Müslümanlar tarafından yönetilen bir devlet oldu. Karahanlılar zaman içinde bütün Türkistan'ı hâkimiyetlerine almışlardır. Karahanlılar Devleti 1040'a kadar bağımsız bir devlet olarak varlığını sürdürdü. Bu tarihte Selçuklular'a tabi oldu. 1042'de Batı Kağanlığı ve Doğu Kağanlığı adıyla iki ayrı yönetime bölündü. O tarihe kadar merkezi yönetimi temsil edenler Doğu Kağanları sıfatı almışlardır. Doğu Kağanlığı 1157'ye kadar Selçuklular'a tabi olmuş, bu tarihten sonra Karahitaylar'ın (Moğollar'ın) hâkimiyetine girmiş 1210'da da Nayman Türk İmparatorluğu tarafından ortadan kaldırılmıştır. Batı Kağanlığı ise 1157'ye kadar Selçuklular'a bağlı kalmış, bu tarihten sonra Karahitay'ların, 1207'de de Harezmşahlar'ın hâkimiyetine girdiler. Harezmşahlar 1212'de Batı Karahanlılar'ı tamamen kendi ülkelerine ilhak ettiler. 1207'de Batı Türkistan'ı hâkimiyetine alan Harezmşahlar 1219'da Moğol saldırıları karşısında dağıldılar. Onların dağılmasından sonra bölge, Moğol Türklerinden Çıngız Han'ın ve onun oğlu Çağatay'ın hâkimiyetine geçti. Çağatay Devleti'nin dağılmasından sonra bölge ünlü hükümdar Timur'un hâkimiyetine geçti. Timur çevreye seferler düzenleyerek ülkesinin sınırlarını, Afganistan, İran, Hindistan, Anadolu, Irak ve Suriye'nin bir bölümünü içine alacak şekilde genişletti. Ancak onun devleti 1405'te ölümünden sonra parçalandı. Oğulları ve torunları ele geçirmiş olduğu toprakların değişik bölgelerinde hâkimiyet kurdular. Aradan çok zaman geçmeden Timuroğulları'nın hâkim olduğu topraklar Özbekler'in saldırılarına uğradı. 1428'de Buhara ve çevresinde Özbek Hanlığı kuruldu. Bu hanlık 1599'a kadar ayakta kalabildi ve bu tarihte Özbek hanı II. Abdullah'ın Safevilere yenilmesi sonucu dağıldı. Toprakları da Hive, Buhara ve Hokand hanlıkları arasında paylaşıldı. Timur'un torunu Ömer Şeyh 1467'de Fergana vadisinde bağımsız bir yönetim kurdu. Bu yönetim Ömer Şeyh'in oğlu Babür zamanında sınırlarını hayli genişletti. Bu yönetim 18. yüzyılda Hokand Hanlığı adını almıştır. Hokand Hanlığı 1819'da Aral Gölü'nün güney kısımlarını ele geçirdi. 19. yüzyılda Hokand Hanlığı'nın sınırları Pamir bölgesinden Sir Derya'nın aşağı kısmına kadar uzanıyordu. Ancak 1840'ta aşağıda sözünü edeceğimiz Buhara hanlarından Nasrullah Hokand hanlığının taht şehri olan Hokand'ı işgal etti ve o zamanki Hokand hanı Muhammed Ali'yi idam etti. Bu tarihten sonra Hokand Hanlığı zayıfladı. 1852'den itibaren Rus saldırılarına maruz kaldı. 1876'da da tamamen Rus hâkimiyetine geçti. 1501'de Semerkand merkezli Şeyban (Şıban) Oğulları Hanedanlığı kuruldu. Bu hanedanlığın kurucusu Şıban Han 1507'de, Timuroğulları'nın elindeki Herat'ı da ele geçirerek sınırlarını genişletti. Şeybaniler 1597'de, Timur'un torunu Ömer Şeyh'in Fergana'da kurmuş olduğu yönetimi de yenilgiye uğrattılar. Ancak bu hanedanlık 1598'de dağıldı. 1511'de bugünkü Türkmenistan'ın bulunduğu bölgede Hive Hanlığı kuruldu. Bu hanlık zaman zaman Timurlular'ın ve Özbekler'in hâkimiyetine geçtiyse de 1804'e kadar ayakta kalabildi. 1804'ten sonra Kongrat Hanlığı olarak devam etti. Kongrat Hanlığı da 1919'a kadar ayakta kalmıştır. 1599'da Buhara'da Buhara Hanlığı ortaya çıktı. Ancak başlangıçta bir varlık gösteremedi. Çeşitli iç karışıklıklara sahne oldu. 18. yüzyılda biraz toparlanabildi. Zaman içinde yukarıda sözü edilen Şeybaniler'in hüküm sürdükleri topraklar da büyük ölçüde Buhara hanlarının eline geçti. 1801'de Buhara hanı olan Emir Said Haydar'ın 1826'da ölümünden sonra oğulları arasında taht kavgası çıktı. Bu kavgayı gaddarlığıyla ünlü Nasrullah kazandı ve sınırlarını hayli genişletti. Ancak onun 1861'de ölümünden sonra yerine geçen oğlu Muzaffer 1868'de Rus hâkimiyetini kabul etti ve 1920'de de tamamen ortadan kaldırıldı. Orta Asya'da geniş bir alanı kaplayan Kazakistan'da, 1227'de Orda (veya Kazak) Hanlığı adında bir hanlık kurulmuştur (Bunun hakkında Kazakistan tarihine bkz.) Ruslar Orta Asya'daki Türk bölgelerini işgal etmeye önce Kazakistan toprakları üzerinde kurulmuş olan hanlıkları hâkimiyetlerini kabul etmeye zorlamakla başladılar. (Bkz. Kazakistan tarihi). Bölgede kurulmuş büyük devletlerin parçalanarak küçük hanlıklara ayrılmış olması Rusların işlerini kolaylaştırdı. 1855'te Hokand Hanlığı'nın kuzeybatı sınırında bulunan Ak Mescid Kalesi'ni ele geçirdiler. Bundan sonra doğuya doğru ilerleme fırsatı buldular ve 1856'da Taşkent'i, 1868'de Semerkant'ı ele geçirdiler. 1864'te Kazakistan topraklarının tamamını işgal ettiler. 1876'da Hokand Hanlığı'nı ortadan kaldırdılar. 1884'te Merv bölgesini işgal ettiler. Böylece Batı Türkistan'ın büyük bir kısmı Rus hâkimiyeti altına girmiş oldu. Ancak bölgede yaşayan Müslüman Türk halkı Rus hâkimiyetini kabullenmek istemedi ve işgalcilere karşı değişik yerlerde isyanlar başlattı. Ancak isyanlar organizeli olmadığından ve bölge bölge hareket edildiğinden Rus işgalciler bu isyanları kolayca bastırabildiler. Karşıt gruplar daha sonra varlıklarını kültürel faaliyetlerle gösterme yoluna gittiler. Bu arada Türkiye'de ortaya çıkan Genç Osmanlılar (Jöntürkler) hareketinden etkilenen bazı kimseler Genç Buharalılar, Genç Harezmliler gibi birtakım gruplar oluşturdular. Bu hareketlere girenler komünist propagandalardan da etkilenmişlerdi. Bunlar daha sonra Sovyetler Birliği'nin Orta Asya topraklarına hâkim olmasında önemli rol oynamışlardır. Rusya'da çarlık yönetiminin zayıflaması üzerine 1917 Mart'ında Taşkent'te bir İslâm kongresi toplandı ve milli bir komite oluşturuldu. Bu komite daha sonra Hokand'da bir Türkistan İslâmi hükümeti kurdu. Ancak hükümeti kuranlar yeterli kadroya ve güce sahip değillerdi. 1917'e Ekim'inde gerçekleştirilen Bolşevik ihtilali sonrasında kurulan Sovyet yönetimi Şubat 1918'de Taşkent'i işgal etti ve yağmaladı. Bunun ardından Türkistan'da Sovyet işgali ve zulmü başladı. Sovyet yönetimi kurduğu Kızılordu'yu çarlık yönetiminin dağılmasını fırsat bilerek toparlanmaya çalışan Orta Asya Müslümanlarının üzerine sevk etti. 1919'da Hive Hanlığı, 1920'de Buhara Hanlığı ortadan kaldırıldı ve buralar Harezm ve Buhara Halk Cumhuriyetleri'ne dönüştürüldü. (Bundan sonraki gelişmelerle ilgili bilgiler her bir cumhuriyetin tarihinde ayrı ayrı verilmiştir.)